Literatürler

Prepless Seramik Veneerler: Sistematik Derleme

ÖZET

Amaç: Bu çalışmanın amacı, prepless seramik laminaların geçerliliğini araştırmak.

Materyal ve Yöntemler: Evidence-Based Dentistry, BMJ Clinical Evidence, Embase, Dynamed and Opengrey prepless seramik kaplamaların klinik sonuçlarını değerlendiren randomize kontrollü klinik çalışmaların belirlenmesi amacıyla analiz edildi; manuel araştırmalar da yapıldı

Sonuçlar: Veritabanı 2551 adet kayıt oluşturdu.

Sonuçlar: Veri eksikliğinden dolayı, şu anda prepless teknikle ilgili kesin bir klinik tablo elde edilememiştir. Prepless laminaların etkinliğini değerlendirmek için daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç vardır. Prepless laminalar dikkatli şekilde önerilen ve dikkatli vaka seçimi gerektiren konservatif tedaviler olarak düşünülebilir. Klinik protokolleri açıkça tanımlamak ve bu tür restorasyonların uzun dönem sonuçlarını değerlendirmek için daha fazla kontrollü klinik araştırma gereklidir.

GİRİŞ

Yıpranmış, çapraşık, kırılmış, rengi bozulmuş, formu bozuk dişler için non-invaziv, daha estetik ve dayanıklı olduğu bilinen porselen laminaların son on yılda kullanımı yaygınlaşmıştır. Agresif kesim teknikleriyle karşılaştırıldığında, bu konservatif yaklaşım, restorasyonlardaki esneme stresi ve gerilmelerini azaltması, dentin dokusunun korunması ve restorasyonun mine dokusuna yapışmasını sağlar. Restorasyonun mine sınırlarında kalması, mine dokusunun çoğunlukla korunması porselen laminaların iyi klinik sonuçların elde edilmesinde etkili faktörler olduğu gösterilmiştir. Bu klinik trend nedeniyle, son 10 yılda, ön dişlerin şekillerini değiştirme ve diastema (ayrıklık) kapatılmasında veya minik çatlaklar, hafif renk bozuklukları, mine dokusu kusurlarında tedavisinde minimum seramik ilavesi gereken vakalar için parsiyal laminalara ek olarak, minimal preparasyon veya prepless laminalar ön plana çıkmıştır. Bugüne kadar, bu teknik protetik diş hekimliğinde diş dokusuna minimum dokunuş nedeniyle daha popüler hale gelmesine karşın bilimsel literatürde klinik ve araştırma kanıtları oldukça sınırlı görünmektedir.

ARAŞTIRMA METODLARI

Bu sistematik derlemenin temel amacı, bir minimal invaziv yaklaşım olan prepless laminaların klinik etkilerini değerlendirmektir. İkincil amaç, aşağıdaki değişkenlerle ilişkili olarak alt gruplar arasındaki sağkalım oranlarındaki farklılıkları karşılaştırmaktı:

– hazırlık tasarımı;

– restoratif malzemeler.

TARTIŞMA

Porselen kaplamalarla ilgili en sık bildirilen başarısızlık olayları kırıklar, mikrosızıntı ve bağlanma başarısızlığıdır. Restorasyonun mekanik özellikleri, siman tipi, oklüzal kuvvetler, boşluklar ve hazırlık tasarımı gibi seramik kaplamaların başarısını etkileyen farklı faktörlerdir. İnvaziv diş preparasyonlarının poselen laminaların hem biyomekanik hem de estetik özelliklerini etkilediği yaygın olarak belirtilmiştir. Koronal yapının fazla miktarda kaybı, yüksek miktarda stres ve gerginlik yaratarak koronal esnekliği artırır, ve aynı zamanda, ince, “kontakt lens” seramik marjının yokluğunda ise, diş ile restorasyon arasında yumuşak bir optik geçişin sağlanması daha zordur. Özellikle, 12 yıla kadar yapılan retrospektif bir araştırmada, en iyi klinik sonuçlar,% 99 sağkalım oranı ile mine ile sınırlı olan preparasyonlar için gözlenirken, sonuçlar sadece kenarlarda mine olan kronlar  için% 94’e düşmüştür. Laminate veneerler, mineye güçlü bir şekilde bağlandığında yüksek sağkalım oranları gösterir ve diş yapısını koruyan güvenli ve öngörülebilir bir tedavi seçeneği sunar. Diş preparasyonu genellikle rengi maskeleme ve malzeme kalınlığı gerekliliklerine bağlı olsa da başarısızlık riskini azaltmak için dentin maruziyetini mümkün olduğunca azaltmak önerilir. Minimal invaziv diş hekimliği alanında, prepless laminalar, optimum bağlanma verimliliği ile mine korunması, işlem sonrası hassasiyetin olmaması, geçici restorasyona ihtiyaç duyulmaması gibi klinik avantajlar için giderek daha fazla yer kazanmaktadır. Hastalar için bildirilen başka bir avantajı da dişte preparasyon yapılmadığı için istenildiğinde çıkarılabilmesidir. Bununla birlikte, yazarların görüşüne göre, sağlam mineye başarılı bir şekilde bağlanmış bir laminanın (preparasyonlu veya prepless) çıkarılması, seramiğin aşınması ihtiyacı nedeniyle, ne kolay ne de ucuz bir tekniktir. Seramik, siman ve mine arasındaki geçişlerin belirlenmesinde yadsınamaz bir zorluk vardır, sonunda pürüzsüz ve cilalı bir mine yüzeyi bırakır. Ön bölgelerde “prepless” ve “minimal preparasyon” ana endikasyonları şunlardır: hafif koronal yeniden şekillendirme gerektiren hacim ilaveleri, küçük sınıf III, IV ve V kusurları, diastema, mine mikro kırıkları, kopmalar ve hafif renk değişiklikleridir. Özel durumlarda, ortodontik tedaviler, aksiyal eğimi azaltmak ve kron preparasyon miktarını olabildiğince minimal invaziv hale getirmek için dişlerin yeniden konumlandırılmasında yararlı olabilir. Açıklanan iyi performanslara rağmen, iyi ağız hijyenini sağlamakta için çok motive olan hastalarda prepless laminalar dikkatle önerilmelidir ve genellikle bu prosedür porselenin intraoral olarak simante edilmesi, bitirilmesi ve cilalanması için ek beceriler gerektirir. Sekonder çürükler, sınırların pigmentasyonu, sondlamada kanama, kırıklar, retansiyon kaybı ve aşırı duyarlılık bildirilen başlıca komplikasyonlardır. Bu teknikniğin tercih edilmediği durumlar: üçgen şekilli dişler, gözle görünür koronal yeniden şekillendirmede, büyük diş kırıkları, şiddetli diş çapraşıklıklarıve maskelenmesi zor renk değişiklikleridir. Bu sistematik derlemenin sınırlamaları dahilinde, prepless laminalar kapsamlı bir tanı yaklaşımı ve dikkatli vaka seçimi gerektiren konservatif tedavi olarak düşünülmelidir.

Etiketler

Begüm Aslan

Yeditepe Universitesi Dis hekimligi fakultesi Ortodonti ABD - 2018 Marmara Universitesi Diş Hekimligi Fakultesi - 2011

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı